Melike Adile Hatun ve Kayseri’deki Çifte Kümbet’in Hüzünlü Öyküsü
Melike Adile (Gaziye) Hatun, Sultan I. Alaeddin Keykubad’ın ikinci eşi, güçlü Eyyubi hükümdarı Melik Adil’in kızı ve Eyyubilerin Suriye bölgesi hükümdarı Melik Eşref’in de kızkardeşiydi. Babası Melik Adil, Eyyubiler Devleti’ni kuran ünlü hükümdar Selahaddin Eyyubi’nin kardeşiydi ve ağabeyinin ölümünden kısa bir süre sonra devletin başına geçmişti.
Melike Adile Hatun, eşi Sultan I. Alaeddin Keykubad ile 1226 yılında Malatya’da bir hafta süren görkemli bir düğünle evlendiler. Kısa bir süre sonra da İzzeddin Kılıçarslan ve Rükneddin Süleyman adında iki erkek çocukları dünyaya geldi. Halkı tarafından “Uluğ” lakabı ile anılan Sultan I. Alaeddin Keykubad, onu çok sevmişti. Sultan, ayrıca kendisinden sonra veliaht olarak da ilk eşi Mahperi Hunad Hatun’dan dünyaya gelen ilk oğlu 6 yaşındaki II. Gıyaseddin Keyhüsrev yerine Melike Adile Hatun’dan dünyaya gelen 1 yaşındaki oğlu İzzeddin Kılıçarslan’ı seçmiş ve devlet büyüklerinden de kendisinden sonra ona itaat etmeleri için söz almıştı. Mahperi Hunad Hatun da devletin önemli idarecilerini kendisinin ve oğlunun tarafına çekerek Melike Adile Hatun’a karşı bir cephe oluşturmakta gecikmeyecekti.
Sultan I. Alaeddin Keykubad 1237 yılı Mayıs ayının son günlerinde, yeni bir sefere çıkmak üzere her yılın ilkbaharında olduğu gibi Meşhed Ovası’nda topladığı ordusuna verdiği şölen sırasında, kendisine yine kendi çeşnigiri tarafından sunulan bir kuş etini yedikten sonra zehirlenerek o gece hayata gözlerini yumdu. Ülkesine ekonomik, siyasi ve askeri olarak en parlak günlerini yaşatan Sultan I. Alaeddin Keykubad öldüğünde gücünün zirvesinde ve 45 yaşındaydı.
Sultan I. Alaeddin Keykubad’ın ölümüyle herşey Melike Adile Hatun için de birden bire tersine döndü. Devletin ileri gelenleri sultana ettikleri yemini unuttular ve Melike Adile Hatun’un oğlu İzzeddin’i değil de Mahperi Hunad Hatun’un oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev’i yeni sultan olarak seçtiler. Onyedi yaşındaki sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev de ilk iş olarak babasına yakın devlet adamlarını ortadan kaldırdıktan sonra Melike Adile Hatun’un bulunduğu Beyşehir Gölü kenarındaki Keykubadiye Sarayı’na gitti. Onu oradan Ankara Kalesi’ne, oğulları İzzeddin Kılıçarslan ile Rükneddin Süleyman’ı da Uluborlu Kalesi’ne göndererek hapsettirdi. Melike Adile Hatun, götürüldüğü Ankara Kalesi’nde bir yay kirişi ile boğduruldu, oğulları da Uluborlu Kalesi’nde aynı şekilde ortadan kaldırıldılar.
Başa geçtikten 6 yıl sonra, 1243 yılında Moğollara karşı Kösedağ Savaşı’nı kaybeden II. Gıyaseddin Keyhüsrev de bundan iki yıl sonra Alanya’da bir yemek sırasında aniden fenalaşarak 25 yaşında öldü. Bir süre sonra da Melike Adile Hatun’un kızları, on yıl önce ölmüş olan annelerinin kemiklerini özel bir izinle Ankara’dan Kayseri’ye getirdiler. Annelerini, babalarıyla uzun yıllar yaşamış olduğu bu şehirde, 1247-1248 yılında onun için inşa ettirdikleri türbeye defnettiler. Bu türbe günümüzde Çifte Kümbet olarak bilinir ve Kayseri il merkezinden uzak bir yerde, Sivas Bulvarı’nın en doğu ucundadır. Melike Adile Hatun’un sade taş kabri de kümbetin zemin, yani mumyalık katındadır. Buradaki ikinci, belki de kendilerinin gömülmüş olduğu türbe ise günümüze ulaşamamıştır.
Kayseri’deki bu hüzünlü Çifte Kümbet’in giriş kapısınin üzerinde beş satırlık kitabesi bulunur, üstünde şöyle yazılıdır:
Kaynakça;Op.Dr.Tuğrul KİHTİR
⇕
Beylikler ve Eserleri; Anadolunun Beyleri
EDİTÖR: BİLGE
Hüzünlü bir hayat hikayesi , Mazlum bir Melike ,Allah Rahmet Eylesin...
Hiç yorum yok: