Dünya'ya benzeyen yedi yeni gezegen bulundu
Bilindiği üzere, güneş sisteminde –cüce gezegen Plüton sayılmazsa- Uluslararası Gök Birliği’nin onayı ile sekiz gezegen olduğu kabul edilmişti. Bu gezegenler, güneşe olan yakınlık sıralarına göre; Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün şeklinde adlandırılmıştı. Fakat bilim dünyası, sadece bu sekiz gezegenin olmadığını da gösterdi. Bizleri, yeni gezegenlerle tanıştırarak gündemdeki yerini aldı.Yani Kova takımyıldızı içinde yer alan serin bir yıldız ile yörüngesindeki yedi yeni gezegeni bizlere takdim etti bilim insanları. Adı Trappist-1 olan bu serin yıldız ise Samanyolu Galaksisi içinde bulunuyor ve Güneş sisteminin dışında kendine ait bir sistemi var.
Güneş gibi bir yıldız olan Trappist-1’in yörüngesindeki bu yedi gezegenin Dünya ile benzer olduğu belirtilir. Bilim adamlarınca, bu gezegenlerden üçünde su bulunabilir ve canlı yaşamı desteklenebilir. Bern Üniversitesinden Prof. Brice- Olivier Demory, bu gezegenlerden üçünün Trappist-1’e içinde hayat bulunabilecek yakınlıkta olduğunu, dördünün de hayat bulunma ihtimalinin olduğunu söyler.
Yedi yeni gezegenimiz, NASA’nın Spitzer Uzay Teleskobu ile dünyada uzaya dair konuların araştırılması için kullanılan gözlemevleri yardımıyla keşfedilmiştir ve Dünya’ya 39 ışık yılı yani yaklaşık 380 milyar kilometre uzaklıkta bulunur. Bugünün teknolojisiyle bu sisteme seyahat edip incelemede bulunmak imkansız görünüyor.
Henüz isimlendirilmeyen gezegenler, harf kodları ile adlandırılmıştır.NASA Uzay Misyonu’ndan Thomas Zurbuchen; bu keşfin, ikinci bir Dünya bulunup bulunamayacağı değil, ne zaman bulunacağı sorusunu gündeme getirdiğini, söyler.
Tüm haber merkezlerince ‘son dakika’ şeklinde duyurulup ‘Google’ın da görselleriyle renk kattığı keşif; bazı gazetelere, evrende yalnız olup olmadığımızı sorgulatan başlıklar attırır. Son gelişen olaylara bakıp düşündüğümüzde sayın okurlar, biz dünya canlılarının oluşturduğu gibi bir alem daha niye olmasın ? Ama bunun kesin keşfi ne zaman olur, bilinmez !
EDİTÖR : BİLGE
KAYNAKÇA ; Thomas Zurbuchen
Hiç yorum yok: