Yapay Zeka İnsana na kadar benzeyecek ? İnsan ile Robotları ayırt etmek mümkün olacak mı ?
Robotlara Ruh Verilmez
İster kaba pragmatistler (faydacılar) olsun, ister düpedüz materyalistler (maddeciler) olsun, bilerek ve isteyerek insanın “ruh dünyasını” ya ihmal veya inkar etmektedirler.
Onlara kalırsa, insanın bütün ruhî hayatını ya mekanin etki-tepki ilşkileri demek olan organik davranışlara veya şartlı reflekslere irca etmek mümkündür. Bunun neticesi olarak, şimdi dünyanın pek çok yerinde okullarda akedemilerde ve üniversitelerde “ruhsuz bir psikoloji” okutulmakta laboratuarlarda ve enstitülerde psikolojik hayatımız zorlama tevillerle fizyolojik ve mekanik yorumlara bağlanmaya çalışılmaktadır. bu gibilere sorarsanız insan, mükemmel bir robottur, akıllı bir makinadır. Böyle olunca onun hareketleri tahlil edilerek pekâlâ benzeri makinalar geliştirilebilir.
Böyle düşünenler zaman içinde insan davranışlarının bütün mekanizmalarının keşfedilip çözüleceğini, daha sonra da tıpkı insan gibi davranabilen “robotik” ve “biyonik” insanların ve “akıllı makinaların” geliştirilebileceğini heyecanla ümit etmektedirler. onlara sorarsanız, bu konuda, daha şimdiden önemli mesafeler alınmış bulunmaktadır.
Bu noktada hemen belirtelim ki, elbette insan davranışlarının fizyolojisi yapılabilir ve yapılmalıdır; insan davranışlarının mekanik kanunlara bağlı yönleri araştırılabilir ve araştırılmalıdır, ruhî hayat ile organik hayat arasındaki paralellikler incelenebilir ve incelenmelidir, yine reflekslerin “psiko-motor”hayatımızdaki yeri tayin edilebilir ve edilmelidir. Ancak, bilinmelidir ki, bütün bu çalışmalar, materyalistlerce bir istismar zemini olarak kullanılamaz.
Mitchel Waldrop adlı bir bilgisayar uzmanı, böyle bir istismar gayretine şahit olmuş olacak ki, şöyle yazıyor: “Sun’i zekanın kazanacağı başarıların reklamını yapanlar, hem aşırılığa kaçmakta, hem de çoğunlukla önemli noktaları gözden kaçırmaktadırlar. Sun’i zeka araştırmacılarının amacı, yalnız aklıllı bilgisayarlar yapmak değildir… Bilgisayar ancak bir alet, fikirlerin denendiği bir laboratuvardır…Sun’i zeka araştırması yapmak, biraz fizik ve matematik problemleri çözmeye benzetilebilir”. (Bkz. İnsan ve Kainat Dergisi, Eylül-1985, sayfa:19)Yani bilgisayarların bütün faaliyetlerini iki kelime ile özetleyebiliriz: “İşlem yapmak”. Evet, insanın öncülüğünde “işlem yapmak”.
Böyle olunca, küçük veya büyük başarının heyecanı ile hemen acele hükümlere varmak, hem de aşırılığa düşerek insanın ruh dünyasını ihmale ve inkara çalışmak, hem gayr-ı ilmi bir tutuştur hem de beyhudedir.
Kaldı ki, şimdiye kadar yapılan araştırmalar göstermiştir ki, robotlara ve makinalara “ruh verilememektedir”. Çünkü makinalar ancak bizim ruhi hayatımızın dışa yansıyan yönlerini taklit edebilirler. Bilfarz, en ideal fotoğraf makinası, objelerin hayellerini mükemmel şekilde edebilir de asla göremez; yine bir teyip bandı sesleri, bütün bütün nüansları işe tesbit edebilir de asla işitemez; yine bir robot, ağlama ve gülme taklidi yapar ise de asla elem ve haz duyamaz. Hele şuura ulaşan bir makina yapmak, insan için mümkün değildir. Çünkü, şuur, ruhi bit kavramdır, bir iç aydınlığı olarak ruhun organizmaya açılan iç gözüdür, bizi kültür ve medniyete ulaştıran iradenin kaynağınıdır.
Bilgisayar teknolojisi geliştikçe göreceğiz ki, insan maddi ve manevi cephesi ile ancak Yüce Allah’ın inşa ve ibda edebileceği muhteşem bir varlıktır. Müslüman aydinlar, bu konudaki çalışmalara da öncülük etmeli, sahayı, materyalist istismarcılara bırakmamalıdır.
KAYNAKÇA : Seyid Ahmed Arvasi
EDİTÖR: Hayme ANA
Hiç yorum yok: