Bozkırın Yenilmez Savaşçısı Başbuğ Kül Tegin (Kül Tigin)
Orta Asya’da Büyük Türk Devleti, Büyük Hun İmparatorluğu‘nun yıkılmasından sonra bölgeye Hsienpi’ler hâkim olmuşlar, onların yıkılması ile de Avarlar hâkimiyetlerini ilan etmişlerdir. Gök-Türk‘ler Milattan önceki asırlarda Hunlar tarafından kurulup değişen sülaleler ve boylar idaresinde hayatlarını devam ettirmişlerdir.
Bumin Kağan, 552 tarihinde Juan-Juan (Avar) idaresine son vererek, Türk Devleti’nin Gök-Türk hanedanı devrini açtı Kendisi devletin doğu kısmını idare ederken, kardeşi İstemi Kağan da 576 yılına kadar batı bölümünü idare etti. Bumin Kağan, Gök-Türk hâkimiyetini kurduğu sene içinde vefat etti. Onun vefatından sonra oğlu Mukan Kağan Gök-Türk hakanı oldu. Mukan Kağan zamanında yapılan fetihler sayesinde Orta Asya’yı tamamen kaplayan Gök-Türk Devleti, doğuda Kore’den batıda Karadeniz’e kadar uzanıyordu. Zamanın bütün devletlerinden daha büyük ve kuvvetli idi. 582 yılında Gök-Türk Devleti, doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılarak neticede bu iki Gök-Türk kanadı birbirlerinin düşmanı haline geldiler. İç çekişmeler, Çin İmparatorluğu‘nun hile ve desiseleri sonucunda Doğu Gök-Türk devleti Kieli Kağan zamanında (621-630) istiklalini kaybetti. Ardından Batı Gök-Türk devleti de aynı akıbete uğrayarak Çin İmparatorluğu’nun hakimiyetini kabul etmek zorunda kaldı.
Gök-Türk tarihinin elli yıllık fetret devrinin sonunda, Kitabeler yolu ile çok iyi tanınan
Aşina (Asena) soyundan Kutluk, istiklal savaşına girişti. 681 yılından sonra II. Gök-Türk Devleti daha güçlü ve daha şuurlu olarak kuruldu. Türk Milletine “Türk olma” gururunu öğreten Kutluk Kağan ve onun çocuklarıdır Kutluk Kağan’ın ölümünden sonra yerine Kapgan (Kapağan), Gök-Türklerin kağanı oldu. 0, tahta oturduktan sonra aşağıda belirteceğimiz planlarını gerçekleştirmek istemiştir
- Çin’i baskı altında tutmak: Bunda iki maksadı vardı. Türk devletinin huzurunu korumak ve halka yetecek ölçüde tarım ürünü imkanlarını sağlamak.
- Çin’de dağınık bir halde yaşamakta olan Türkleri anavatana (ÖTÜKEN) çekmek: Bunda da iki amacı vardı. Biri Türkleri yabancı hâkimiyetinden kurtarmak, diğeri ise Türk ülkesinde askeri ve iktisadi gelişmeyi hızlandırmak.
- Asya kıtasında ne kadar Türk varsa hepsini Gök-Türk birliğine bağlamak, daha doğrusu Türk Birliğini gerçekleştirmek
Kitabelere göre Kapgan, kağanlık tahtına çıktığı zaman Bilge Kağan 14 yaşında idi ve Tarduş’lar üzerinde Şad olarak bulunuyordu Kül-Tigin ise 7 yaşında idi
Kutluk Kağan’ın küçük oğlu olan Kül Tigin, alplığı ve cesareti ile şan ve şöhret kazanmış birisi idi. Türk töresine göre “taht büyük oğullara, babanın malı ile ordusu ise küçük oğula kalırdı.” İşte Kül Tigin’in ordu komutanı olması bu eski Türk geleneğinden ileri geliyordu.Kül-Tigin babası öldüğü zaman henüz yedi yaşında idi. Onun faaliyetleri kendi adını taşıyan abidesinin doğu cephesinin 31. satırından itibaren şu şekilde anlatılmaktadır:
“Altı Çub Soğdak seferine katılmıştır. Çinli vali Ongtutuk ile yapılan savaşa iştirak etmiş yukarıda da söylediğimiz gibi vali ve aile efradı Kül-Tigin tarafından esir alınıp Türk Kağan’ına takdim edilmiştir. Yirmi bir yaşında iken ÇaaSengün’e karşı savaşmış ve bu savaşta bir çok atını kaybetmiştir. Bu savaştan sonra Yır Bayırku Bey’i Uluğ Erkin, Gök-Türklere düşman olmuş, Türgi Yargun gölünün yanında yapılan savaşta yenilerek kaçmıştır. Kül-Tigin yirmi altı yaşına geldiğinde mızrak boyundaki karları sökerek Kögmen Dağlarını aşmışlar, Kırgızların Hakanını öldürerek ülkesini almışlardır. Çarpışmalarda bir eri okla vurmuş, iki eri ise birbiri ardına sançmıştır. Sonra Türgiş seferine çıkılmış, bu seferde de büyük yararlılıklar göstermiştir. Kara Türgişleri takibe gönderilen Kül Tigin, onları itaat altına aldıktan sonra geriye dönmüştür.
Karluklar, Gök-Türklere düşman oldukları zaman Kül-Tigin yirmi yedi yaşında idi. Tamag Iduk başında yapılan savaşta ise otuz yaşında idi Otuz bir yaşında Az kavminin düşman olması dolayısı ile yapılan savaşta Alp Salçı adındaki atına binerek onlara hücum etti ve Az ilteberini esir aldı. İzgiller, Gök-Türk idaresine isyan ettikleri zaman Kül-Tigin yapılan savaşta atını kaybetmiş ise de izgilleri itaat altına almayı başarmıştır. Daha sonra Dokuz Oğuzlar ile bir yılda beş defa savaşmışlardır. Kül-Tigin birinci seferde Azman adlı atına binip hücum etmiş ve altı eri mızraklamış, yedinci eri ise kılıç ile öldürmüştür. İkinci seferde Kül-Tigin Edizler ile harp etmiş, Az yağız atı ile bir eri mızraklamış, dokuz eri çevirerek vurmuştur. Dördüncü seferde Gök-Türk ordusu yenilmeye yüz tuttuğu zaman KülTigin’in kahramanlığı sayesinde ordu yenilmekten kurtulmuştur. Beşinci defa Oğuzlar ile savaşıldıktan sonra Amga kalesinde kışlanıp, ilk baharda Oğuzlar üzerine tekrar akına çıkıldığında Kül-Tigin merkezde müdafaa tedbiri almıştır. Zorlu geçen bu savaşta Kül Tigin’in bu tedbirleri olmasa idi, yaşayanlar cariye olacaktı veya öleceklerdi. Kül-Tigin Koyun yılının on yedinci gününde (27 Şubat 731 )uçmağa vardı. Bundan sonra Kitabelerin değimi ile Bilge Kağan’ın “görür gözü görmez, bilir aklı bilmez oldu“.
Kaynak; Ahmet TOKSOY“Abidelere Göre Bilge Kagan ve Kül-Tigin’in Siyasi Hayatları”,Orkun Dergisi, S.6, 1998.
TARİHİ ROMAN SEVERLER İÇİN
Hiç yorum yok: